29 Temmuz 2013 Pazartesi

ATAHAN'IN HEDİYESİ ECHEVERIA: "NAZLI"...

Kardeşim Atahan benim gibi çiçeğe meraklı, üstelik yaprağından, tohumundan, çeliğinden vs. çiçeği  kendisi yetiştirip büyütmeye meraklı. Zaten onun sayesinde sukkulentlerle tanışıklığım. Geçen hafta sonunda onu ve ailesini ziyarete gittiğimizde bana yine muhteşem bir çiçek hediye etti! Düzce'de yaşıyorlar ve Düzce'nin havasında büyüyen çiçekler, Düzce'nin yemyeşil doğası gibi bir başka oluyor...

İşte terasımdaki sehpamın yeni konuğu : ECHEVERIA. Adını dikerken çok zorlandığım için "NAZLI" koydum:

Bu güzelliğe hayran olmamak elde değil! Onu yeni aldığım saksıma dikerken çok zorlandım. Çok hassas bir bitki ve saksı ağzı dar bir küp şeklinde. Echeveria'nın rengi ve formunun saksıyla çok uyumlu olacağını bildiğimden inat ettim, illa bu saksıya dikmek istedim.  Zarar vermeden dikmeye çalışmak gerçekten çok zor oldu. Maalesef birkaç yaprağı koptu, çünkü bakımı çok kolay bitkiler olmasına rağmen sukkulentlerin bu türleri hareket ettirmeye gelmiyor. Kopan yaprakları çoğaltmak üzere hemen suya ısladım. ECHEVERIA'nın yapraktan çoğaltılması mümkün. Terasımda şu an, geçen seneden çoğalttığım birkaç farklı türde sukkulentim var. Bunları instagramda paylaştım. Beni instagramda (TELEMSADIKOĞLU) adıyla takip edebilirsiniz. Blogda daha kaliteli resimler istediğim için eşim Samir'in müsait bir zamanını bekliyorum makinasıyla çekmesi için. Bu resmi de cep telefonuyla çektim ama dayanamadım yayınlıyorum :)

Teşekkürler Atahan...

26 Temmuz 2013 Cuma

İLK KURU ÇİÇEK ARANJMANIM: MİNİ LAVANTA BAHÇESİ...

Aslında artık kuru çiçeklerden aranjman pek yapmıyordum; kesme çiçekleri tercih ediyorum, biliyorsunuz. Eskiden kuru çiçekler kullanırdım, ama kesme çiçeklerle dahqa fazla haşır neşir olduktan sonra canlı çiçeğin enerjisinin kesinlikle bir başka olduğunu keşfettim. İnsan asla asla dememeli :) Bu aranjmanı bir ihtiyaç üzerine tasarladım. İşin ilginç tarafı yaparken de bayağı bir zevk aldım.

Fotograflar: Samir SADIKOĞLU

Tasarımda kuru iri bamyalar ve kuru lavanta dalları kullandım. Kutunun üzerinde de lavanta resmi var :)

Kartımızı da iliştirdik mi, tamam!

25 Temmuz 2013 Perşembe

ORTANCALARLA BİR ARANJMAN: YAZ GÜZELİ...

Ortancalar tüm ihtişamları ile İstanbul'un birçok bahçesinde boy gösteriyor şu günlerde! Yazlığımızın bulunduğu sitenin bahçesinde de yarı gölgelik alanlar pembe, mor ve beyaz ortancalarla dolu. Yatak odasının penceresini açtığımda her sabah pembe pembe bana gülümsüyorlar. 

Bizim laboratuarın girişinde de laboratuar çalışanlarının itina ile baktığı ortancalar kapıdan girenleri kendilerine hayran bırakıyor. Geçenlerde bana birkaç tane hediye ettiler ve ben de aşağıdaki aranjmanı yaptım:

Fotoğraflar: Samir SADIKOĞLU


23 Temmuz 2013 Salı

MİNİK LAVANTA DEMETLERİYLE KALABALIK BİR AİLE İFTARI...

Ramazan ayının bereket ve bolluğunu akrabalar ve dostlarla yaşamayı, eşim de ben de çok seviyoruz. Eşimin ve benim akrabalarımın bir araya geldiği yazlığımızda verdiğimiz kalabalık iftar yemeğini, iftar zamanı telaşından çok detaylı görüntüleyemesek de "büyükler masasını" yine de sizlerle paylaşmak istedim. Çocukların masasını maalesef görüntüleyemedik :)

Yeme alışkanlığı olarak genelde az çeşidi aynı anda yemekten hoşlandığımdan ve çok karıştırmayı sevmediğimden menülerim genelde sade olur. Misafirlerim umarım doyuyordur :) İftarda ise özellikle abartmayı sevmiyorum; artan ve dökülmek zorunda kalan yemeklere çok acıyorum. Oruç tutunca insanın gözü aç oluyor ve çoğu insandan gözlemlediğim yemeklere "saldırılıyor" :) bunun hiç sağLıklı olduğunu düşünmüyorum; normalden farklı yememek lazım. Böyle yazdığıma bakmayın bu arada, benim de bazen yemeği abarttığım olabiliyor tabii ki! Ne demişler, "Hocanın dediini yap, yaptığını yapma!" :)

Fotoğraflar: Samir SADIKOĞLU

İftara hazırlanmaya tabii ki bir önceki gün başladım. Tahta peçete halkaları, halkalara sıkıştıracağım minik lavanta demetleri, yaprak desenli nonwoven peçeteler...

Instagramda hazırlıklarla ilgili yayınladığım fotoğraf: Beni instagramda TELEMSADIKOGLU adıyla takip edebilirsiniz...


Evet gelelim bizim iftar sofrasına. Aslında iftarda yemeği en sevdiklerim: İftar sofralarının olmazsa olmazı iftarlıklar.. 

TERASTA MÜTEVAZİ BİR İFTAR...

Geçen hafta sonunda yakın dostumuz olan bir aileyi mütevazi bir iftar sofrasında ağırladık. İftarda başlayan sohbet o kadar keyifli idi ki sahuru da beraber yaptık :) 

Terasımız küçük olduğundan, çocuklar ve bizim için iki ayrı sofra kurmak durumunda kaldım. Çok mütevazi bir iftar sofrası oldu gerçekten, ama yine de görüntülemek istedim...

Fotoğraflar: Samir SADIKOĞLU

Yazlığımızın bulunduğu sitenin bahçesi lavantalarla dolu. Rüzgar estikçe mis gibi kokuları etrafta yayılıyor...Ben de sofrayı süslemek için evin girişindeki çiçeklikteki lavantalardan faydalanayım dedim :) 

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Terasta kahve keyfi başkadır...

Bir süredir blogda yayın göremediğinden yakınan arkadaşlarımla da paylaştığım gibi, son aylardaki bazı üzücü olaylardan dolayı, içimden pek yayın yapmak gelmiyor. Bu sebeple, yaz başında söz verdim ama maalesef, bu yaz için terasımı düzenlerken tecrübelerimi adım adım sizlerle paylaşmak kısmet olmadı. Sizlerle paylaşamasam da terasımı düzenledim ve dostlarla keyifli muhabbetlere açtık...

Yoğun hatta "çok" yoğun geçen bir akademik yılın ardından fazlasıyla hak ettiğimi düşündüğüm bir mola vermek istedim ve çocuklarım, eşim, ailem ve dostlarımla geçireceğim güzel bir haftanın beklentisiyle geçen hafta izne ayrıldım. Ve geçen hafta beklentilerimin de üstünde inanılmaz keyifli geçti! 

Hemen hemen her gün, davetimi kırmayıp gelen başka bir arkadaşımla terasımda bol kahkahalı, çok lezzetli, bol dedikodulu kahve sohbetlerimiz oldu. Bunlardan birkaç kareyi sizinle paylaşmak istedim. 





Bu vesileyle, bereketini hem manevi hem de maddi anlamda yaşayacağımız hayırlı bir Ramazan ayı diliyorum...